Ağız sağlığı denildiğinde pek çoğumuzun aklına önce dişler ve diş etleri geliyor. Oysa ağız sağlığı, genel sağlığımızı da doğrudan ilgilendiriyor. Çürük bir dişin vücuttaki diğer organların sağlığını da etkileyeceğine dikkat çeken uzmanlar, “Dişlerde gizlenmiş bir enfeksiyon kalp, böbrek, damarlarda birçok hastalığa neden olabilir” diyor.
Ağız sağlığı denildiğinde akla ilk olarak dişler ve diş etleri gelse aslında oral sağlık bundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Oral, yumuşak dokuları, sert ve yumuşak damağı, ağız içini ve boğaz mukozasını, dili, dudakları, tükürük bezlerini, çiğneme kaslarını, alt ve üst çeneyi de içeriyor. Tüm besinler ağız yoluyla vücuda alınıyor, dişlerle parçalanarak sindirime hazırlanıyor. Bu nedenle ağız ve dişlerin temizliği genel sağlığımız için de büyük önem taşıyor. Ağız sağlığının dişlerin düzenli fırçalanmasıyla kazanılacağını belirten uzmanlar, düzenli fırçalama ve diş hekimi kontrollerinin çürük oluşum riskini azalttığını hatırlatarak “Hastalıklı dişler, ağız sağlığını etkilediği gibi insan vücudundaki diğer organların sağlığını da etkiler. Sağlıklı dişlere ve diş etlerine sahip değilseniz daha sık hastalanabilirsiniz. Dişlerde gizlenmiş bir enfeksiyon kalp, böbrek, damarlarda birçok hastalığa neden olabilir” diyor.
Dişler günde iki kez fırçalanmalı
Ağız ve diş sağlığının küçük yaşta alışkanlıkla başlayan bir süreç olduğuna dikkat çeken uzmanlar, şunları söylüyor: “Dişler günde iki defa fırçalanmadığında, ağızdaki artıklar bir süre sonra dişlerin üzerine tutunur. Bu tutunma yaklaşık 12 saat sonra plak halini alır. 24 saat sonra ise artık fırça ile temizlenemeyecek düzeye erişir. Oluşan bu plak bir süre sonra mikroorganizmalar için besi yeri haline gelir ve çoğalan mikroorganizmalar bir süre sonra dişin minesini harap eder. Bu sorun erken aşamada tespit edilirse çözümü mümkün ve kolaydır. Ancak eğer dişin üzerinde bir çukur oluşmaya başlarsa artık geri dönüşümü olmayan bir yola girilir. Geleceğimizi tehdit eden temel sağlık sorunları olarak görülen koroner kalp hastalıklarının da, kanserlerin de vücuttaki “iltihaplanma” süreçleri ile yakın bir ilişkisi vardır. İltihaplanmanın yaşlanmayı hızlandırdığı, romatizmal hastalıklardan obeziteye, bağışıklık problemlerinden, böbrek ve karaciğer sorunlarına pek çok alanda sağlığı tehdit ettiği bilimsel bir gerçektir”
Diş eti hastalıkları diyabetin şiddetini artırıyor
Dünya Sağlık Örgütü, dünyadaki en önemli ölüm nedenleri arasında yer alan kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, kronik solunum hastalıkları ve kanserin her yıl yaklaşık 36 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor. Bütün bu hastalıklar ile ağız ve diş sağlığını etkileyen hastalıklar aynı risk faktörlerini taşıyor. İşte tam da bu nedenle ağız ve diş sağlığının korunması genel sağlığımızın korunmasında en önemli ve birinci koşulu oluşturuyor. Yaşlandıkça oluşan diş kayıpları, çiğneme yeteneğini olumsuz etkileyerek sağlıklı beslenmeyi güçleştiriyor. Ağızda oluşan enfeksiyonlar ize zatürree riskini, diş eti hastalıkları ise diyabet ve kalp rahatsızlıklarının şiddetini artırabiliyor. Ağız, mide ülseriyle ilişkili bakteriler için adeta bir depo görevi görebiliyor. Bilimsel araştırmalar ağız içindeki bakterilerin bulaşıcı artrit ve bakteriyel endokardit (kalp kapakçığındaki enfeksiyon) arasında ilişki olduğunu da ortaya koyuyor.
Ağız ve diş sağlığı için öneriler
Beş temel besin grubunun her birinden tüketmeye özen göstermelisiniz. Bu kategoriyi oluşturanlar; tüm tahıllar, meyveler, sebzeler ile yağsız biftek, derisiz beyaz et, balık gibi proteinler ve kuru fasülye, bezelye, diğer baklagiller ile az yağlı ya da yağsız süt ve süt ürünleri gibi yağ oranı düşük olan yiyeceklerdir. Bol miktarda su tüketmeli, atıştırmalıkları sınırlandırmalısınız. Atıştırmalık olarak meyve, sebze veya bir parça peynir gibi sağlıklı olan besinlere yönelebilirsiniz. Bu sınırlandırmanın sebebi, fazla tüketilen atıştırmalıkların dişlere tüm gün boyunca tüketilen yiyeceklere oranla daha çok zarar vermesidir. Ağız ve diş sağlığı için dişler günde iki kez, florür içeren diş macunlarıyla fırçalanmalı ve her gün diş ipi kullanılmalıdır. Düzenli diş hekimi kontrolü de ihmal edilmemelidir. Bütün bunlar ağız ve diş sağlığınızda meydana gelebilecek problemlerin erken aşamada fark edilmesine neden olarak ve tedavi sürecini kolaylaştıracaktır.