Kimisi vücudundaki küçük belirtiler, kimisi de çevresinde sık görmeye başladığı kanser vakaları nedeniyle doktora göründüğünde bu hastalığa yakalandığını öğreniyor.
Aslında hiçbir birey aldığı bu şok haber sonrası kanseri kendisine yakıştırmak istemiyor. Pek çok insan daha hayata dair hayallerinin, umutlarının olduğunu belirterek öfke, üzüntü ve korku gibi ruhsal sorunlar yaşayabiliyor. Kanser tedavisinde daha başarılı sonuçlar alabilmek için psikolojik destek alınması büyük önem taşıyor. Uzman Psikologlar, kanser tedavisinde psikolojik tedavinin önemi hakkında bilgiler veriyor.
Kişi kansere yakalandığı için kendisini suçlamamalı
Sigara, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme, obezite ve genetik faktörler gibi birçok neden kanser başta olmak üzere hayati risk oluşturan pek çok hastalığa sebep olmaktadır. Toplumda en çok korkulan hastalık olarak bilinen kanser, kişilerin yaşam süresi ve kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Kanser tanısı konulan hasta; korku, umutsuzluk, suçluluk, çaresizlik, ölüm korkusu gibi duygusal, davranışsal ve sosyal uyum güçlükleri yaşamakta, hastalığa yakalanmasında bazen de kendisini suçlu hissetmektedir. Aynı duygu ve düşünceleri hasta yakınları da yaşamaktadır. Bu davranışlar tedavi sürecini olumsuz etkilemektedir.
Yaşam kalitenizi korumaya özen gösterin
Hastanın beden algısında, benlik değer algısında, yaşam kalitesinde, kişisel ve sosyal rollerinde çeşitli değişiklerin ortaya çıkmasına neden olan kanser, adaptasyon bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Endişe, kaygı, üzüntü, hastalığı önemsizleştirme, süreci savaş gibi algılama, kaderci bakış açısı gibi değişik duygu ve düşüncelere de tedavi sürecini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle hastanın yaşam kalitesi ve düzenini değiştirmemesi pozitif düşüncelerinden asla vazgeçmemesi gerekir. Tanı ve tedavi sürecinde hastaya verilen sosyal çevre desteyi de önemlidir.
Psikolojik destek öfke nöbetleri ve depresyonu engelliyor
Hayatı tehdit eden en önemli hastalıklardan birisi olan kanser, hasta kadar hasta yakınını da psikolojik açıdan etkilemektedir. Gelecek kaygısı, hayallerinin tehdit altında olması, güç ve kontrolünün çoğu şeye yetemeyeceği gerçeği, sosyal rollerin değişimi, organ kaybı ya da saç kaybı hastada bağımlı ve muhtaç olma hissi yaratmaktadır. Hastalığın biyolojik etkileri, hastalık algısı ve tetkik süreçlerinin psikolojik etkileri, tedavilerin yan etkileri ile birleşince hastada ruhsal sıkıntılar yaşanmasına neden olmaktadır. Mutsuzluk, isteksizlik, hayattan tat almama, uykusuzluk, yorgunluk, iştahsızlığın yanı sıra endişe atakları, öfke nöbetleri ve ölüm korkusu sıklıkla bu sürece eşlik etmektedir. Hastalığın beden üzerinde yarattığı bu olumsuz etkiler, hastaya gerekli psikolojik destek sağlanarak ortadan kaldırılabilir.
Kanserle mücadele ederken bunlara dikkat edin
Çağımızın hastalığı olarak adlandırılan kanser, erken teşhis edildiği zaman modern yöntemlerle başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Hastaya uygulanan tıbbi ve psikolojik destek kadar, hastanın bilinçli ve pozitif davranması da kanser tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Kanser hastalarının psikolojilerine iyi gelecek öneriler;
- Kanser olduğunuzu ilk öğrendikten sonra hissettiğiniz kaygı ve endişelerinizi güvendiğiniz, sevdiğiniz kişilerle mutlaka paylaşın
- Psikolojik destek gruplarına katılın ya da bireysel olarak destek alın
- Her gün mutlaka nefes ve rahatlama egzersizleri yapın
- Hayatınızdaki öncelikleri belirleyin
- Hastalığa yakalandığınız için kendinizi suçlu hissetmeyin. Bu durum, tedavi sürecini olumsuz etkileyebilir.
- Çaresiz olduğunuzu düşünmeyin. Olumsuz düşüncelerin tedavi sürecinde sizi strese sokacağını düşünerek olumlu düşüncelere yönelin.
- Keyif aldığınız etkinlik ve kişilere zaman ayırın, hislerinizi paylaşın, keyif almadığınız etkinlik ve kişilerle zamanınızı boşa geçirmeyin.
- Gerginlik ve öfke hissettiğinizde başkalarını suçlamak yerine, bu duyguların sebebini bulmaya çalışın.
- Olaylara hep olumsuz tarafından yaklaşmayın.
- İsteklerinizi belirtmekten çekinmeyin.
- Hastalığa yakalandıktan sonra günlük hayatınızdaki rollerinizden asla uzaklaşmayın
- Kendi sorumluluklarınızdan vazgeçmeyin, yapabildiğiniz kadar yapın.
- Bedeninizi sevin, güçlü yanlarınıza odaklanın.
- Umudunuzu hiç yitirmeyin.
- Küçük hedefler belirleyip, iyimser bakış açısını sürdürün.