Bu konudaki tartışmalara ışık tutacak bilgiler veren uzmanlar “Dünyada hiçbir ilaç ya da aşı, hastalıktan korunmayı yüzde 100 garanti edemez. Grip aşısı da bu bağlamda ele alınmalı. Özellikle 65 yaş ve üzerindekilerin, 5 yaş ve altı çocukların, gebelerin, astım, diyabet, kalp ve KOAH hastaları gibi riskli grupların grip ve gripten kaynaklı hastalıklardan daha fazla etkilendikleri düşünüldüğünde, aşı en gerçekçi önlem olarak karşımıza çıkıyor” diye uyarıyor.

Yaklaşan ilkbahar mevsimi öncesinde grip aşısı tartışmaları şimdiden başladı. Uzun yıllardır başvurulan bir yöntem olmasına rağmen grip aşısı konusundaki kafa karışıklığı hala giderilebilmiş değil. Aşı olmasına rağmen gribe yakalananların sahip olduğu deneyimler bu tereddütlerin başlıca nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Peki, grip aşısı gerçekten faydalı oluyor mu?

 ANTİBİYOTİK FAYDASIZ

Grip virüs kaynaklı bir hastalık olduğu için antibiyotik kullanımının hiçbir faydası yoktur. Gribe spesifik anti-viral ilaçlar mevcuttur ve bu ilaçların en etkili olduğu zaman hastalığın ilk iki günüdür. Bununla birlikte hastaneye yatırılan olgularda daha geç de olsa bu ilaçların kullanımı hastalığın süresini kısaltabilir ya da semptomları hafifletebilir.

RİSK GRUBUNDA KİMLER VAR?

Gripten en çok etkilenebilecek kişiler 65 yaş ve üzeri kişiler, astım, diyabet, kalp hastaları, gebeler ve 5 yaşından küçük çocuklardır. Geçtiğimiz zaman boyunca grip nedeniyle hastaneye yatırılan erişkin hastaların %80’i astım, diyabet, KOAH ya da kronik kalp hastasıdır; çocuk hastaların da %50’si benzer kronik rahatsızlıklara sahiptir.

GRİPLE NEZLEYİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYIN

Hastaların çok sık yaptığı hatalardan biri griple nezleyi birbirine karıştırmak. Nezle, çok daha hafif semptomlara en çok da hapşırmaya ve burun akıntısına yol açarken; grip tüm vücuda yayılan ve kemikler kırılırcasına olan kırgınlık, yüksek ateş, ishal hatta kusmaya neden olabilir.

AŞI GRİPTEN KORUNMADA EN ETKİLİ YÖNTEM

Gripten korunmanın ilk ve en önemli basamağı her yıl grip aşısı olmaktan geçiyor. Grip aşısının bir kişiyi gripten koruyup korumayacağını belirleyen iki faktör vardır. Öncelikle aşılanan kişinin yaşı ve sağlık durumu, aşının doğru sonuç vermesinde belirleyici bir role sahip. Bir diğer önemli faktör de grip sezonunda etkin olacağı tahmin edilen virüs tipleri ile toplumda grip mevsiminde etkin olarak hastalık yapan virüs tiplerinin eşleşmesi. Her ne kadar grip aşısı için negatif yönde oldukça fazla spekülasyon olsa da halen gripten korunmada en önemli metot grip aşısı olmaktır. Dünyada hiçbir ilaç ya da aşı, bir hastalıktan korunmayı %100 garanti edemez, pek çok faktör istisnai bir tablo oluşmasına neden olabilir. Hal böyleyken grip aşısının mucizeler yarattığını da kimse iddia edemez. Yine de yüzde 50 koruyuculuğu olan bir aşı hiç korunmamaktan daha iyidir.

GRİP AŞISININ ETKİLERİ RAKAMLARLA DA KANITLANDI

 2014 yılında yapılan bir çalışma, grip aşısının 2010-2012 yılları arasında çocuklarda griple ilişkili yoğun bakım ünitesine yatma riskini %74 oranında azalttığını gösterdi.

 2016 yılında yapılan bir başka çalışma ise grip aşısı olan 50 yaşından yaşlı bireylerin, grip nedeniyle hastaneye yatma riskini %57 oranında azalttığını gösterdi.

 Kalp hastalarının, özellikle de son bir yıl içinde kalp krizi geçirmiş olan kişilerin grip aşısı olduklarında yeni kalp krizi geçirme ihtimalleri azalır.

Aşılamanın hastaneye yatış oranlarını diyabet hastalarında %79 oranında ve KOAH hastalarında %52 oranında azalttığı gözlemlendi.

Aşılama, gebeleri gebelik ve gebelik sonrasında korur. Aşılanan anneden anne karnındaki bebeğe kan yoluyla geçen antikorlar ise bebeği doğumdan sonra 4 aya kadar gripten korumaya devam eder.

Gebe kadınlarda yapılan bir başka çalışma, aşılamanın gebelerde grip ile ilişkili akut solunum yolu enfeksiyonu riskini %50 oranında azalttığını gösterdi.

Grip aşılaması, grip olsanız dahi hastalığı hafif geçirmenizi sağlar.

Aşı yaptırmakla çevrenizdeki insanları da korumuş olursunuz.

“GRİP AŞISI OLMAYIN DİYENLERE” CEVAPLAR

İddia 1: “Grip aşısı, etkili değildir. 2014-2015 yılı için seçilen aşının etkinliği %20’den azdır.”

Cevap 1: 2014-2015 yılında seçilen aşı, o seneki virüsün beklenmeyen antijen değişimi nedeniyle iyi bir eşleşme yakalayamamıştır. Ancak bu durumda dahi aşı yaptıranlar grip hastalığına yakalandıklarında hastalığı daha hafif geçirmiştir.

İddia 2: “Grip aşısı olanlar, Guillan Barre Sendromu denilen yumuşak felç hastalığına daha çok yakalanır.”

Cevap 2: Guillan Barre Sendromu’nun grip aşısı ile bir ilişkisi olmadığı istatistiksel olarak kanıtlanmıştır. Hatta daha da ilginç olan, grip olan kişilerde bu sendromun görülme oranının aşı yaptıranlarda görülme oranından 10 kat daha fazla olduğudur.

BASİT YÖNTEMLERLE RİSKİ EN AZA İNDİRİN

Grip aşısı dışında bazı pratik yöntemlerle hastalığa yakalanma riskini azaltmak mümkün Gripli insanlar hapşırdığı, öksürdüğü hatta konuştuğu esnada havaya saçılan virüsü taşıyan damlacıkların yine hava yoluyla yakındaki insanlar tarafından alınmasıyla bulaşır. Nadiren de olsa üzerinde grip virüsü olan bir yüzeye veya cilde dokunan kişilerin ellerini ağızlarına, gözlerine ya da burunlarına götürmeleriyle bulaşabilir. Bu anlamda alınacak önlemleri; sık sık el yıkamak, hastalarla temastan kaçınmak, öksürürken veya hapşırırken ağzımızı mendil ya da kolumuzun iç yüzü ile kapatmak olarak sıralayabiliriz.