Yaklaşık 25 sivil toplum kuruluşu tarafından gerçekleştirilen program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Daha sonra konuşmacı olarak yer alan Adem Yıldırım’a ve Cavit Tatlı’ya söz bırakılırken, programa ilahileriyle ve ezgileriyle Ömer Karaoğlu eşlik etti.
Konuşmacılardan Cavit Tatlı Kudüs’ün İslam dünyası için vazgeçilmez olduğunu, bölgede gerek ekonomik baskılar ve gerekse polis tarafından yaşatılan zulümlerle yıldırma ve kaçırma politikasının izlendiğini, Kudüs’ün kaderine terk edilemeyeceğini belirtti.
Tatlı, “20 Kasım 1989 tarihli BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne tamamen zıt hareketler ortaya koyan İsrail’e yönelik dünyanın ses çıkarmaması zulme ortak olması demektir. Kudüs’te Müslümanları yabancı statüsüne sokmaya yönelik gayretler ortaya konuluyor. Oradaki insanların bir şekilde göç etmesini sağlamaya çalışıyorlar. Hayat pahalı ve enflasyon çok yüksek. Müslümanların yaşayamaması için ekonomik baskı kullanılıyor.” dedi.
“Müslümanların evlerini sattıkları bir yalan”
Bir Müslüman’ın Kudüs dışına çıkıp dönmek istese, 5 gün izin alsa, 6. gün geri dönememe ihtimalinin varlığından bahseden Tatlı, “Kayıp Malları Edindirme ismiyle bulunan vakıf aracılığıyla o Müslüman’ın mallarına el konulur. Bize ve Avrupalılara söylenen en büyük yalansa Müslüman halkın evlerini sattığıdır. Orada evlerini satan çok az sayıda insan vardır. Ancak bu da bölgedeki hakimiyeti sağlamak adına yine zulüm ortaya konuluyor, evlere el konuluyor.” açıklamalarında bulundu. Bölge halkının çok zor koşullarda yaşadığının altını çizdi.
Adem Yıldırım ise ABD’nin kararına karşı büyük bir dayanışmanın ortaya koyulduğunu kaydederek şöyle konuştu: “Birleşmiş Milletlerde Türkiye’nin öcülüğünde bir çalışma başlatıldı. Ve BM’de tarihte az rastladığımız, Amerika ve İsrail’in taleplerinin reddedildiği çok güzel bir dünya tablosu çıktı. Amerika’nın karizması da çizilmiş oldu. Bu birliktelikle, dayanışmayla Allah’ın izniyle çok daha güzel neticeler alınacaktır.” ifadelerine yer verdi.
“Kudüs Gecesiyle bölgedeki zulümlere dikkat çekildi”
Kudüs için bir araya gelindiğini belirten Başkan Nurullah Cahan ise, konuşmacıların bölgenin tarihi, mahiyeti ve oradaki durum, özellikle çocuklara uygulanan dehşet verici baskılar hakkında önemli bilgiler aktardığını söyledi. Cahan, “Kudüs’ü, Filistin’i, milli ve manevi değerlerimizi işleyen ezgileriyle Ömer Karaoğlu’nun da katılımı duygu dolu bir gece yaşattı. Kudüs konusunda ortaya çıkan tablo Sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman vurguladığı dünya 5’ten büyüktür mesajını ortaya koydu. Ve mazlumlar için Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar hassas olduğu bir kez daha ortaya koyuldu. Ben böyle güzel bir programı oluşturan Kardeşlik ve Dayanışma Platformumuzda yer alan tüm sivil toplum kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.
Kardeşlik ve Dayanışma Platformu temsilcisi Ali İhsan Uzun ise, platform olarak gelişen durumlara net tavırlar ortaya koyduklarını aktararak, “Kudüs’ü ayakta tutabilmek, Kudüs’ü hatırlarda tutmak ve toplumumuzun bilinçlenme sağlaması için bu tür çalışmalar yapıyoruz. Bu konularda toplumumuz da oldukça duyarlı. Sayın Cumhurbaşkanımız İslam dünyasını topladı ve Kudüs Filistin’in baş şehri ilan edildi. İsrail’in baş şehri ilanı yalnızca kişisel bir ilandır ve bunun hiçbir hükmü yoktur. Daha sonra BM’de de Kudüs’ün Filistin’in başkenti olma imajı vurgulanmış oldu. Bizim ilk kıblegahımız olan Kudüs İnşallah kurtulacaktır.” açıklamalarında bulundu.